SOL EL EGZERSİZ


SOL EL EGZERSİZ


Piyano Eğitiminde Alıştırma Çalmanın Öğrenci Başarısına Etkisi

Piyano eğitiminde, bireylerin çalma becerilerini geliştirmesi için yapması gereken önemli çalışmalardan birisi alıştırma çalmaktır. Başlangıçtan itibaren etkili bir şekilde alıştırma yapmak öğrenciler için son derece önemlidir. Piyano eğitiminde var olan her türlü teknik ya da müzikal unsura ait bir çalışma, etüt ya da egzersiz vardır.

Piyano öğrencileri için en güç şeylerden biri etüt ve alıştırmaların nasıl çalışılacağını öğrenmektir. Deneyimsiz öğrenciler genellikle çalmış olmak için çalarlar, alıştırma yapmazlar. Bazen düşüncesizce tekrarlamalarla, çaldığı şeyleri hiç dinlemeden ya da ne yaptıklarını kontrol etmeden, bir parçayı baştan sona sürekli çalarlar. Doğru alıştırma, fiziksel eforla birlikte zihin ve kulağın aktif katılımını da gerektirir. Bu nedenle eğer zihin etkili bir şekilde bu işe odaklanırsa, yapılan çalışmalar asla sıkıcı olmaz. Bu açıdan bakıldığında, etkili alıştırmalar sadece zihinsel becerileri kapsamaz, aynı zamanda öğrencileri sorun yaşadıkları hususlarda kullanacakları yöntemler konusunda düşünmeye sevk eder. Bu süreç öğrenciye kendi performansındaki kazanımları değerlendirme ve algılama olanağı sağlar, ayrıca öğrencileri performansını daha da ileriye götürmek için cesaretlendirir.

Öğrencilerin piyanoda etkili alıştırmalar çalarak tekniğini, yorumunu ve çalma becerisini geliştirmesi için, nasıl alıştırma çalınması gerektiğini bilmesi yeterli değildir. Öğrencilerin aynı zamanda alıştırma kavramına ve alıştırmaların temel özelliklerine de sahip olması gerekir. Alıştırmaların üç önemli özelliğini şöyle sıralanmaktadır; birincisi alıştırmalar kasların eğitimi sayılır ve alıştırmalar kalıcı etkilere sahiptir, ikincisi alıştırmalar birer analiz ve problem çözme unsurlarıdır ve bazı eksiklerimizi görerek gidermemize yardımcı olur, üçüncüsü ise alıştırmalar bireylerin sınırlılıklarını bilerek onları kabul etmesini ve buna göre çalışmasını sağlar.

Yayım tarihi
PİYANO 2 olarak sınıflandırılmış

8.CZERNY 20

czerny 20

Çalışma aşamaları;
-sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
-sol el notaları çalıştıktan sonra, sol çalınarak sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
-yavaş bir şekilde çift el birleştir.

PİYANOYA BAŞLANGIÇ AŞAMASINDA CARL CZERNY’NİN ETÜTLERİNİN LİTERATÜRDEKİ ÖNEMİ

Tarih boyunca çalım teknikleri üzerine birçok çalışma yapılmış, rahat ve hızlı çalım için birçok yöntem uygulanmış, piyanistlerin kendilerini güçlendirmeleri için birçok eser bestelenmiş ve nihayet günümüzün teknik çeşitliliği ve kaynak seçimindeki farklılık ortadan kaldırılmıştır. Bir piyanistin başarılı olabilmesi için temel şart pratik yapmak önemlidir. Çalışma sırasında tüm vücudu doğru şekilde kullanmak, piyanistin daha hızlı ve doğru ilerlemesini sağlar. Kollar rahat olmalı, dirsekler elleri sürekli desteklemeli, gözler ve kulaklar koordineli olmalı ve son olarak piyanist ve piyano bir bütün olarak uyum içinde görünmelidir. Piyanist çalarken ileride soruna dönüşebilecek pek çok sorunla karşılaşır ve bu nedenle piyanist benzer pasajlarla karşılaştığında sorun yaşamaz. Bu nedenle özellikle başlangıçta uygun çalışma parçasının seçimi piyanistin ilerlemesi için çok önemlidir. Bu çalışmada Carl Czerny’nin erken dönem çalışmaları (op. 599) çeşitli özellikleri açısından incelenmiştir.

Yayım tarihi
PİYANO 2 olarak sınıflandırılmış

7.CZERNY 19

  • Çalışma aşamaları;
    • -sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -sol el notaları çalıştıktan sonra, sol çalınarak sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -yavaş bir şekilde çift el birleştir.


      PİYANOYA BAŞLANGIÇ AŞAMASINDA CARL CZERNY’NİN ETÜTLERİNİN LİTERATÜRDEKİ ÖNEMİ

      Tarih boyunca çalım teknikleri üzerine birçok çalışma yapılmış, rahat ve hızlı çalım için birçok yöntem uygulanmış, piyanistlerin kendilerini güçlendirmeleri için birçok eser bestelenmiş ve nihayet günümüzün teknik çeşitliliği ve kaynak seçimindeki farklılık ortadan kaldırılmıştır. Bir piyanistin başarılı olabilmesi için temel şart pratik yapmak önemlidir. Çalışma sırasında tüm vücudu doğru şekilde kullanmak, piyanistin daha hızlı ve doğru ilerlemesini sağlar. Kollar rahat olmalı, dirsekler elleri sürekli desteklemeli, gözler ve kulaklar koordineli olmalı ve son olarak piyanist ve piyano bir bütün olarak uyum içinde görünmelidir. Piyanist çalarken ileride soruna dönüşebilecek pek çok sorunla karşılaşır ve bu nedenle piyanist benzer pasajlarla karşılaştığında sorun yaşamaz. Bu nedenle özellikle başlangıçta uygun çalışma parçasının seçimi piyanistin ilerlemesi için çok önemlidir. Bu çalışmada Carl Czerny’nin erken dönem çalışmaları (op. 599) çeşitli özellikleri açısından incelenmiştir.
Yayım tarihi
PİYANO 2 olarak sınıflandırılmış

6. BAGATELLE

  • Çalışma aşamaları;
    • -sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -sol el notaları çalıştıktan sonra, sol çalınarak sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -yavaş bir şekilde çift el birleştir.

Kelime anlamı “boş, önemsiz”. Hafif, kısa piyano parçası anlamına gelir. Başka çalgılar içinde “bagatelle” yazmış besteciler vardır.

Anton (veya Antonio ) Diabelli (5 Eylül 1781 – 8 Nisan 1858) Avusturyalı bir müzik yayıncısı, editör ve besteciydi. Zamanında en çok bir yayıncı olarak tanınan, bugün en çok Ludwig van Beethoven’ın otuz üç Diabelli Varyasyonu setini yazdığı valsin bestecisi olarak biliniyor .


Diabelli’nin artık en iyi bilinen bestesi, aslında bir macera hikayesinin parçası olarak yazılmıştı. 1819’da, tanıtım amaçlı bir fikir olarak, özellikle bu amaçla kaleme aldığı “vatansever” bir valsin varyasyonlarından oluşan bir cilt yayınlamaya karar verdi ; o sırada yaşayan her önemli Avusturyalı bestecinin bir varyasyonu ve birkaç önemli Avusturyalı olmayanlar Birleşik katkılar, Vaterländischer Künstlerverein adlı bir antolojide yayınlanacaktı . Elli bir besteci, Beethoven, Schubert, Avusturya Arşidükü Rudolph , Franz Xaver Wolfgang Mozart (haz.), Moritz, Dietrichstein Prensi , Heinrich Eduard Josef Baron von Lannoy ,Ignaz Franz Baron von Mosel , Carl Czerny , Johann Nepomuk Hummel , Ignaz Moscheles , Simon Sechter ve sekiz yaşındaki Franz Liszt (Liszt şahsen davet edilmemiş gibi görünse de, öğretmeni Czerny onun dahil olmasını ayarladı). Czerny ayrıca bir koda yazması için askere alındı . Ancak Beethoven, yalnızca bir varyasyon sağlamak yerine 33 tane sağladı ve Vaterländischer Künstlerverein’in I. Bölümünü oluşturdu . Genellikle Beethoven’ın en büyük piyano parçalarından biri ve zamanlarının en büyük varyasyonları olarak kabul edilen parçaları oluştururlar ve genellikle basitçe Diabelli Varyasyonları olarak bilinirler., Op. 120. Diğer 50 varyasyon, Vaterländischer Künstlerverein’ın II. Bölümü olarak yayınlandı .

Yayım tarihi
PİYANO 2 olarak sınıflandırılmış

2. AŞAMA PİYANO KİTABI

2. Aşama piyano kitabı için linke tıklayınız.

Piyano eğitimi, öğrencinin aldığı genel müzik eğitimi içerisinde, çoksesliliği yaşayabilmesini, duyabilmesini ve uygulayabilmesini sağlayan gerekli davranışların kazanıldığı ve müziği kendisinin yaparak
yaşadığı bir süreçtir.

Müzik eğitiminde, piyano eğitiminin yeri önem taşımaktadır.  Özellikle ilk derslerde amaçlar; eğitimci-öğrenci ve piyano arasında bir bütünlük sağlayıcı çalışmalar ile başlanmaktadır. Sonraları; Piyanoda oturuşun doğru bir şekilde gerçekleştirilip, ses çıkarma çalışmalarına geçilerek, oyun ve tasvir süreçlerini de kullanılması ve iki eli bağımsız hareket ettirebilme yeteneğini geliştirme çalışmaları şeklinde oluşturulmaktadır.

Sonraları da ezgiler oluşturabilme, notaları adım adım hem sol anahtarında hem de fa anahtarında tanıma ve piyano üzerinde yerlerini bulabilme çalışmaları ile beraber, iki elin tutuş ve kuvvet uygulama çalışmalarını tasvirlerle öğrenme süreçleri ile devam etmesi düşünülmektedir. Tüm bu davranışlar kazandırılmaya çalışılırken, bir yandan da çeşitli materyallerle özellikle küçük yaştaki öğrencilerin ilgisini çekecek biçimde piyano çalma becerilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu süreçleri sağlıklı ve verimli geçirebilmek, eğitimcinin doğru bir iletişim kurması, ayrıca öğreteceği bilgileri ve uygulatacağı çalışmaları geniş bir piyano eğitimi için yazılmış kitapları bol ve çeşitliliği fark ettirerek yapabilmesine, ilgi uyandırabilmesine, dikkat çekmesine ve sürekliliği sağlamasına bağlı olarak gerçekleşebilmesi ile verilebileceği düşünülmektedir.

5.MENUET (J KRİEGER)

  • Çalışma aşamaları;
    • -sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -sol el notaları çalıştıktan sonra, sol çalınarak sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -yavaş bir şekilde çift el birleştir.

Menuet nedir?

Eski bir Fransız dansıdır. 1670’te çıkmış ve hızla yayılmıştır. İlk defa 1673’te operaya menuet dansı konmuş, ondan sonra da her operada menuetten faydalanılmıştır. menuet, barok müziğinin geleneksek üç zamanlı dansıdır. Sarabande ve giguearası bir yerlerdedir ancak adımları daha ılımlı, sevimli ve asildir. menuet tekrar eden iki bölümden oluşur, sıklıkla ikinci bölümden sonra birincinin tekrarları olarak devam eder ki bu iki bölüm aslında tema olarak birbirine çok yakındır.

İkinci menuet (bölüm) genellikle üç sesli yazılır ve sonatlarda, senfonilerde adı ‘trio’ olarak geçer. sonatlarda yer alan tek dans suiti olmakla beraber ilerleyen zamanda haydn vestamitz senfonileirnde de yer almıştır. ancak daha sonra yerini scherzo’ ya bırakacaktır.ayrıca ortaya bilgi olarak louis xıv tercih ettiği danslardan biri olarak da tarihte yerini almıştır.

Yayım tarihi
PİYANO 2 olarak sınıflandırılmış

4. HAPPY BİRTHDAY

  • Çalışma aşamaları;
    • -sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -sol el notaları çalıştıktan sonra, sol çalınarak sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -yavaş bir şekilde çift el birleştir.

Niçin Doğum Günlerini Kutlarız?

Mısır’da firavunlar taç giydiğinde tanrı olarak yeniden doğduklarına inanıldığı için kutlamalar yapılırdı. Eski Yunan’da ise ellinci doğum gününü kutlayan kişiye buğday unu, zeytinyağı, bal ve rendelenmiş peynirden yapılma özel bir kek hediye edilirdi.

Doğum günlerini neden kutladığımızı hiç düşündünüz mü? Aileniz ve arkadaşlarınızın bir yıl daha hayatta kaldınız diye kutlama yaptığı gün olmasının altında yatan sebepler neler? Doğum günlerinin ve doğum günü pastasının kökenine dair bilgiler kesin olmamakla beraber araştırmacılar bazı konularda fikir birliğine vardı. Belki bir gün özellikle doğum günleri üzerinde çalışan bir tarihçi doğum gününün tarihiyle ilgili daha kapsamlı bir açıklama yapar, ancak o güne kadar tarihçilerin farklı hipotezlerini bu yazıda bulabilirsiniz.

1 Parti fikri Mısırlılardan çıktı.

Eski Mısır’da firavunlar taç giydiğinde tanrıya dönüştüklerine inanılırdı. Bu ilahi terfi, taç giyme günlerini doğum günlerinden daha önemli kıldı. Akademisyenler, İncil’in “doğum günü” kavramının ilk defa kullanıldığı yer olarak firavunlardan birinin doğum gününe atıfta bulunduğuna dikkat çektiler. Ancak Mısırbilimci James Hoffmeier, İncil’in asıl taç giyme tarihine atıfta bulunduğuna inanıyor, çünkü firavunun taç giymesi tanrı olarak yeniden doğması anlamına geliyordu.

2 Pastaya mum dikme geleneği Yunanlılardan geliyor.

Yunanlılar ay tanrıçası Artemis’e ay şeklinde kekler sunarlardı. Ayın ışıltısını ve tanrıçanın güzelliğini canlandırmak için mumlar yakıp keklerinin üzerine diktiler. Yunanlılar büyük olasılıkla doğum günü kutlaması fikrini Mısırlılardan aldı, çünkü firavunların tanrı olarak tekrar doğmalarının kutlanması gibi, Yunanlılar da tanrı ve tanrıçalarını kutluyorlardı. Bazı eski kültürlere göre mumun üflenmesiyle ortaya çıkan duman aracılığıyla insanların duaları tanrılara ulaşıyordu.

3 Antik Romalılar ilk kez halktan insanlar için doğum günü kutlaması yaptılar.

Dinle alaka kurmadan doğum günlerini kutlayan ilk uygarlıklardan biri Romalılardı. Romalılar arkadaş ve ailelerinin doğum günlerini kutlarken, hükümet herkes daha ünlü vatandaşların doğum günlerini gözlesin diye resmî tatiller düzenledi. Ellinci doğum gününü kutlayan kişiye buğday unu, zeytinyağı, bal ve rendelenmiş peynirden yapılma özel bir kek hediye edilirdi. Kadınların doğum günleri 12. yüzyıla dek kutlanmadı.

4 İlk başta Hıristiyanlar doğum günlerinin pagan ritüeli olduğunu düşündüler.

İnsanların günahkâr doğduğu inancı ve ilk doğum günlerinin pagan tanrılarla ilişkilendirildiğinden dolayı kiliseler birkaç yüzyıl boyunca doğum günü kutlamalarının kötü bir şey olduğunu savundu. 4. yüzyılda Hıristiyanlar fikirlerini değiştirdiler ve İsa’nın doğum gününü kutlamaya başladılar.

5 Günümüz doğum günü pastaları Alman pastacılar tarafından icat edildi.

Her ne kadar 18. yüzyılda doğum günü kutlamaları dünyada yaygınlaşmış olsa da çağdaş doğum günü partilerini en çok andıran kutlama Almanya’nın Kinderfeste’si oldu. Bu festival çocuklar için yapılıyordu ve pastalarla kekleri içeriyordu. Çocuklara yaşadıkları ve yaşayacakları yıl için birer mum veriliyordu. Mum üflemek ve dilek tutmak da yine bu kutlamaların bir parçasıydı.

6 Sanayi Devrimi sayesinde farklı sosyal sınıfa ait insanlara leziz pastalar ulaştırıldı.

Uzun süre doğum günlerinde kullanılan pastalar lüks olarak görüldüğünden zengin kesimleri mahsustu. Ancak Sanayi Devrimi, Kinderfest ve diğer kültürlerdeki ona eşdeğer kutlamalarda pastaların yaygınlaşmasını sağladı. Pasta yapmak için gerekli malzemelerin yaygınlaşmasını sağlamakla kalmadı, ayrıca seri üretimle daha önceden hazırlanmış pastaların daha ucuza satılmasına da neden oldu. Buna örnek olarak 19. yüzyılda pasta üretimi yapan Cadby Hall fabrikası gösterilebilir.

7 “İyi ki Doğdun” şarkısı başka bir şarkının yeniden düzenlenmiş hâlidir.

 1893 yılında Patty ve Mildred J. Hill öğrenciler dersler başlamadan önce söylesinler diye “Good Morning to All” (Herkese Günaydın) adlı bir parça bestelediler. Şarkı Amerika’da popülerleşti ve birçok versiyonu yapıldı. Robert Coleman 1924’te çıkardığı şarkı kitabında orijinal şarkıya fazladan söz ekledi. Bu yeni yorum hepimizin bildiği “İyi  ki Doğdun” şarkısıydı.

Bonus: “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler,” diyen Marie Antoinette değildi.

Hiç kimse Marie Antoinette’nin ölümünden yaklaşık elli yıl sonrasına kadar bu sözü ona atfetmedi. Fransız eleştirmen ve gazeteci Alphonse Karr, Marie Antoinette’nin böyle dediğini savundu, ancak elinde yalnızca söylentiler vardı. Karr’ın teorisine rağmen “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” ibaresi ilk defa Jean-Jacques Rousseau’nun otobiyografisi İltifatlar’da karşımıza çıkıyor. Kitapta Rousseau pastaneye girmekten korkuyor, çünkü yeterince şık giyindiğini düşünmüyor ve şöyle diyor: “Sonunda köylülerin ekmeği olmadığı söylenince şöyle yanıt veren prensesi anımsadım: Brioche (bir çeşit Fransız ekmeği) yesinler.” Burada bahsi geçen prenses Marie Antoinette değil, ondan yüz yıl önce yaşayan Louis XVI’nın karısı Marie-Therese idi.

Yayım tarihi
PİYANO 2 olarak sınıflandırılmış

3. MELODİ (MAXWELL ECKSTEİN)

  • Çalışma aşamaları;
    • -sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -sol el notaları çalıştıktan sonra, sol çalınarak sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -yavaş bir şekilde çift el birleştir.
  • Piyano Eğitiminde Alıştırma Çalmanın Öğrenci Başarısına Etkisi

    Piyano eğitiminde, bireylerin çalma becerilerini geliştirmesi için yapması gereken önemli çalışmalardan birisi alıştırma çalmaktır. Başlangıçtan itibaren etkili bir şekilde alıştırma yapmak öğrenciler için son derece önemlidir. Piyano eğitiminde var olan her türlü teknik ya da müzikal unsura ait bir çalışma, etüt ya da egzersiz vardır.

    Piyano öğrencileri için en güç şeylerden biri etüt ve alıştırmaların nasıl çalışılacağını öğrenmektir. Deneyimsiz öğrenciler genellikle çalmış olmak için çalarlar, alıştırma yapmazlar. Bazen düşüncesizce tekrarlamalarla, çaldığı şeyleri hiç dinlemeden ya da ne yaptıklarını kontrol etmeden, bir parçayı baştan sona sürekli çalarlar. Doğru alıştırma, fiziksel eforla birlikte zihin ve kulağın aktif katılımını da gerektirir. Bu nedenle eğer zihin etkili bir şekilde bu işe odaklanırsa, yapılan çalışmalar asla sıkıcı olmaz. Bu açıdan bakıldığında, etkili alıştırmalar sadece zihinsel becerileri kapsamaz, aynı zamanda öğrencileri sorun yaşadıkları hususlarda kullanacakları yöntemler konusunda düşünmeye sevk eder. Bu süreç öğrenciye kendi performansındaki kazanımları değerlendirme ve algılama olanağı sağlar, ayrıca öğrencileri performansını daha da ileriye götürmek için cesaretlendirir.

    Öğrencilerin piyanoda etkili alıştırmalar çalarak tekniğini, yorumunu ve çalma becerisini geliştirmesi için, nasıl alıştırma çalınması gerektiğini bilmesi yeterli değildir. Öğrencilerin aynı zamanda alıştırma kavramına ve alıştırmaların temel özelliklerine de sahip olması gerekir. Alıştırmaların üç önemli özelliğini şöyle sıralanmaktadır; birincisi alıştırmalar kasların eğitimi sayılır ve alıştırmalar kalıcı etkilere sahiptir, ikincisi alıştırmalar birer analiz ve problem çözme unsurlarıdır ve bazı eksiklerimizi görerek gidermemize yardımcı olur, üçüncüsü ise alıştırmalar bireylerin sınırlılıklarını bilerek onları kabul etmesini ve buna göre çalışmasını sağlar.
Yayım tarihi
PİYANO 2 olarak sınıflandırılmış

2. DİZİ EGZERSİZİ (C)

  • Çalışma aşamaları;
    • -sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -sol el notaları söyleyerek bol çalışma,
    • -yavaş bir şekilde çift el birleştir.

      Piyano Eğitiminde Alıştırma Çalmanın Öğrenci Başarısına Etkisi

      Piyano eğitiminde, bireylerin çalma becerilerini geliştirmesi için yapması gereken önemli çalışmalardan birisi alıştırma çalmaktır. Başlangıçtan itibaren etkili bir şekilde alıştırma yapmak öğrenciler için son derece önemlidir. Piyano eğitiminde var olan her türlü teknik ya da müzikal unsura ait bir çalışma, etüt ya da egzersiz vardır.

      Piyano öğrencileri için en güç şeylerden biri etüt ve alıştırmaların nasıl çalışılacağını öğrenmektir. Deneyimsiz öğrenciler genellikle çalmış olmak için çalarlar, alıştırma yapmazlar. Bazen düşüncesizce tekrarlamalarla, çaldığı şeyleri hiç dinlemeden ya da ne yaptıklarını kontrol etmeden, bir parçayı baştan sona sürekli çalarlar. Doğru alıştırma, fiziksel eforla birlikte zihin ve kulağın aktif katılımını da gerektirir. Bu nedenle eğer zihin etkili bir şekilde bu işe odaklanırsa, yapılan çalışmalar asla sıkıcı olmaz. Bu açıdan bakıldığında, etkili alıştırmalar sadece zihinsel becerileri kapsamaz, aynı zamanda öğrencileri sorun yaşadıkları hususlarda kullanacakları yöntemler konusunda düşünmeye sevk eder. Bu süreç öğrenciye kendi performansındaki kazanımları değerlendirme ve algılama olanağı sağlar, ayrıca öğrencileri performansını daha da ileriye götürmek için cesaretlendirir.

      Öğrencilerin piyanoda etkili alıştırmalar çalarak tekniğini, yorumunu ve çalma becerisini geliştirmesi için, nasıl alıştırma çalınması gerektiğini bilmesi yeterli değildir. Öğrencilerin aynı zamanda alıştırma kavramına ve alıştırmaların temel özelliklerine de sahip olması gerekir. Alıştırmaların üç önemli özelliğini şöyle sıralanmaktadır; birincisi alıştırmalar kasların eğitimi sayılır ve alıştırmalar kalıcı etkilere sahiptir, ikincisi alıştırmalar birer analiz ve problem çözme unsurlarıdır ve bazı eksiklerimizi görerek gidermemize yardımcı olur, üçüncüsü ise alıştırmalar bireylerin sınırlılıklarını bilerek onları kabul etmesini ve buna göre çalışmasını sağlar.
Yayım tarihi
PİYANO 2 olarak sınıflandırılmış

1. İLK VALS

Çalışma aşamaları;

  • -sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
  • -sol el notaları çalıştıktan sonra, sol çalınarak sağ el notaları söyleyerek bol çalışma,
  • -yavaş bir şekilde çift el birleştir.

Vals, salon dansları arasında en önde gelen ve eşli bir şekilde yapılan bir salon dansıdır.

Partnerler birbirlerine sıkıca sarılarak, belirli daireler ekseninde ve belirli bir ritim ile dönerler. Çoğu zaman dansların kralı veya dansların atası olarak da adlandırılan Vals, 3/4’lük ritim ile çok hızlı bir tempoda yapılan bir danstır.

Vals isminin Almancada eski bir kelime olan ve döndürmek veya kaymak anlamlarına gelen ‘walzen’ kelimesinden geldiği düşünülmektedir. Valsin tarihçesine baktığımız zaman köklerinin 16.yy’a kadar uzandığını görürüz. 16.yyda Avrupa bölgesinde ortaya çıkmıştır. Ortaya çıktığı dönem ‘Volta’ olarak da adlandırılmış geleneksel bir danstan etkilenerek ortaya çıkmış olan Vals, kısa sürede ünlü besteci Johann Strauss ile Viyana ve İngiltere’de de geniş kitlelere ulaşmaya başlamıştır. Ortaya ilk çıktığı zamanlarda alt sınıflarda daha yaygın olan Vals, belirli bir zamandan sonra aristokrasi çevresi tarafından sahiplenildi. Bu şekilde Vals, tüm Avrupa’ya yayıldı.

Vals dansı kadın ve erkeğin bedenlerinin temas kurarak oluşturduğu bir danstır. Bu temastan dolayı Vals, ortaya çıktığı ilk zamanlarda birçok kesim tarafından kabul edilememiş ve bir skandal olarak kabul edilmiştir.

Günümüze geldiğimiz zaman Valsin ‘Viyana Valsi’ ve ‘Modern Vals (slow vals)’ olmak üzere iki farklı popüler tarzının olduğunu görürüz. Amerikan veya İngiliz valsine Modern Vals denilmektedir. Viyana valsi ise hız, koreografi, duraklar ve tonlar bakımından sahip olduğu farklılıklardan dolayı modern valsten ayrılmaktadır. En belirleyici farkı da Viyana Valsinin diğer valslere göre daha hızlı icra ediliyor olmasıdır. Buna ek olarak Amerikan Valsinde romantizm baskın ve ön planda iken; Viyana Valsinin sahip olduğu hızdan dolayı bu romantizmi betimlemesi oldukça güçleşmektedir.

Valsin karakterine baktığımız zaman asil, görkemli ve zarif bir akışa sahip olduğunu fark ederiz. Ana ritim özellikleri ise 3/4 ve 1,2,3 (vurgu ilk vuruşta) şeklindedir.

Vals dansında Johann Strauss’un müziğinin etkisi baskındır. Partnerlerin birbirinin vücuduna sıkıca sarılarak ortaya döktükleri bu romantik şölende vals dansı dans pistinin etrafında ve kendi eksenindeki ritmik hareketlerden oluşan dönüşler ile süslenir ve bu sırda ayakların yerle teması kesilmez.

Yayım tarihi
PİYANO 2 olarak sınıflandırılmış